Gizemli Üçgen
Yüzyıllar önce, Ege kıyısında unutulmuş bir antik şehirde, bilgelikleriyle tanınan üç kadim kadın yaşarmış: biri geçmişi, biri bugünü, biri de geleceği görürmüş. Her biri farklı bir güce sahip olan bu üç kadın, bir gün tüm bilgilerini bir araya getirerek tek bir mücevher yaratmaya karar vermişler. Bu mücevher, “Gizemli Üçgen” adını almış.
Üçgen şekli, üç kadının ruhunu simgelerken, ortadaki sedefli inci ise onların birleşen kalplerini ve kadim bilgeliği temsil edermiş. Altın tel işlemeler, zamanın akışını; etrafındaki siyah taşlı çerçeve ise koruyucu enerjiyi simgelermiş. Rivayete göre bu küpeyi takan kişi, kendi içsel rehberliğiyle daha derin bir bağ kurar, sezgileri güçlenir ve geçmişle geleceği aynı anda duyumsayabilirmiş.
Gizemli Üçgen, yüzyıllar boyunca anneden kıza aktarılarak saklanmış. Ta ki bir gün, ruhunda o eski bilgeliğin izlerini taşıyan bir kadına ulaşana dek… O kadın, zamansız bir şıklığın ve içsel ışığın temsilcisiymiş – ve küpe, artık ait olduğu yerdeymiş.