Altın Dalgalar
Denizin en sessiz olduğu bir sabah, güneş ilk ışıklarını suya bırakırken, dalgalar kıyıya altın gibi parlayarak vuruyordu. O anda, rüzgarın taşıdığı renkler gökyüzünden kopmuşçasına denizin üzerine döküldü. Pembe bir bulut, sarıya çalan ışıklar, su mavisinin en iç açıcı tonu… Hepsi bir araya gelip bu küpenin içinde sonsuz bir dans başlattı.
“Altın Dalgalar”, sadece bir takı değil; doğanın sabah serenadını kulağında taşıyan bir anı.
Her kıvrımı, dalgaların kıyıya her vuruşunu,
Her rengi, gökyüzünün o ilk nefesini anlatıyor.
Altın detaylar, güneşin suyla buluştuğu o büyülü anın yansıması.
Bu küpeyi takan kadın, sıradan bir günü büyüye dönüştürebilecek biri.
O, içindeki renkleri saklamayan,
Hayatın iniş çıkışlarını birer dalga gibi zarafetle taşıyan biri.
Çünkü bazı kadınlar, deniz gibi…
Gizli ama güçlü, renkli ama derin.
Ve onlara en çok “Altın Dalgalar” yakışır.