Demir Pençe
Bir güç simgesi, bir sessiz yemin…
Yüzyıllar önce, yüksek dağların doruklarında yaşayan efsanevi bir kuş vardı: Demir Pençe. Geceleri ay ışığında uçarken tüyleri yıldızlar gibi parıldar, kanatlarıyla gökyüzünü ikiye bölerdi. Onu gören her canlı, hem hayranlıkla bakar hem de içten içe titrerdi. Çünkü o sadece bir kuş değildi; eski bir krallığın ebedî muhafızıydı.
Demir Pençe’nin pençeleri demirden değildi elbette; ama öyle keskin, öyle kararlıydı ki, zamanla bu unvanı almıştı. Halk ona dualar eder, savaşçılar zırhlarına onun simgesini işlerdi. Çünkü inanılırdı ki, Demir Pençe’nin ruhu olanı korur, hak edeni zafere taşırdı.
Yüzyıllar sonra, bu kudretli efsane bir broşta hayat buldu. Gecenin içinden çıkmış gibi parlayan taşlarla bezeli bu broş, güç, sadakat ve içsel bilgelik taşıyanlara armağan edildi. Onu takan kişi, sadece bir aksesuar değil; bir geçmiş, bir sır, bir efsane taşırdı göğsünde.
Ve böylece, Demir Pençe bir kez daha kanatlandı…
Ama bu kez bir yürekte.