Derin bir gecede, şehir uyurken o hep uyanıktı. İnce zarafetiyle sokak lambalarının gölgeleri arasında süzülür, yıldızlara göz kırpar, ay ışığını kuyruğuna dolardı. O bir kediden fazlasıydı. O bir sırdı. Sessizliğin içindeki bir melodi, gecenin içinde parlayan bir asaletti.
“Gece Prensesi” bu büyülü varlıktan ilham aldı. Her kıvrımı, karanlıkla dans eden bir ışık gibi tasarlandı. Işıltılı taşları onun adımlarındaki gizemi yansıtırken, zarif kuyruğu bir masalın sonundaki kıvrımı hatırlatır. Bu broş, sadece bir aksesuar değil, geceye fısıldanan bir hikâyedir.
Onu taşıyan kişi; kendi iç sesine kulak veren, zarafetiyle dikkat çeken ama her zaman bir gizem perdesinin ardında kalan biridir. Çünkü bazı ışıltılar yalnızca geceye aittir.