Kristal Dans Broş

Kristal Dans

Sahne ışıkları henüz yanmamıştı. Kadim bir tiyatronun tozlu kulisinde, eski bir müzik kutusunun kapağı yavaşça açıldı. İçinden çıkan zarif figür, bir balerinin siluetini taşıyordu; gövdesi gümüşten, üzeri pırıltılı taşlarla bezeli. Mavi, siyah, altın ve lavanta renkleriyle işlenmiş eteği, her adımında gökyüzünü yansıtan bir auraya bürünüyordu. Adı “Kristal Dans”tı.

Bu broş, yıllar önce büyük bir bale ustasının sahneye veda ettiği gece tasarlandı. O gece, yıldızlar bile onun vedasına saygı duruşunda bulunurcasına daha parlaktı. Ustanın öğrencilerinden biri, bu efsanevi dansın anısını taşımak için, onun son dansından ilhamla bu figürü tasarladı. Her bir kristal, ustanın bir hareketini, bir duygusunu, bir anısını sembolize ediyordu.

“Kristal Dans”, sadece bir takı değildi. O, sahnede son defa dönen bir balerinin zarafetini, göğsünde taşıyan bir kadının içsel gücünü, kendi hikâyesini yazmaya cesaret edenlerin yüreğini simgeliyordu.

Bu broş, takanın değil; hatırlayanın, hissedenin, tutkuyla adım atanların sembolüydü. Ve her ışıkta, yeni bir dansa başlıyordu…