Altın Ritim
Bir ışıltının melodisi
Sabahın ilk ışıkları odaya vurduğunda, Lina aynanın karşısında saçlarını toparlarken kulak memesine hafifçe dokundu. Orada, her sabah taktığı ama her seferinde yeniden hayran kaldığı küpeler duruyordu: zarif, geometrik hatlarla örülmüş altın halkalar… Parıltılı taşlar sabah güneşinde dans ediyor, sanki her biri farklı bir notayla çalıyordu.
Lina bu küpelere “Altın Ritim” adını vermişti. Çünkü onları taktığında içinde bir müzik başlıyordu. Hayatının ritmini hatırlatan, güçlü ama yumuşak; zarif ama cesur bir melodi… Her adımında o ritim kulağında çalıyor, her konuşmasında ona cesaret veriyordu.
O gün önemli bir sunumu vardı. Aynaya son bir kez baktı, saçlarını kulağının arkasına doğru itti. Altın Ritim göz kırptı. “Seninle başlar bu ritim,” der gibi…
Küpe sadece bir aksesuar değildi. Lina’nın ruhunun sesi, kararlılığının yankısıydı. Ve her yeni gün, bu ritmin içinde kendini yeniden keşfetmenin melodisiydi.