İnci Düşü Broş

İnci Düşü

Bir zamanlar, deniz kıyısında sessiz bir köyde yaşayan Alya adında genç bir kadın vardı. Alya geceleri gökyüzüne bakar, yıldızları izler ve düşler kurardı. O düşlerin çoğu denizin derinliklerine dair olurdu; orada saklı kalmış sırlar, inci gibi parlak umutlar ve yüreği çağıran melodiler gizliydi.

Bir gece, rüyasında denizin en derin noktasında saklı bir inci gördü. Bu inci sıradan değildi; etrafı zarif yapraklarla çevriliydi ve her yaprağın üstünde eski zamanlara ait, minik ışıltılı işaretler vardı. İnci, denizin kalbindeki sevgiyle yoğrulmuştu. Uyanınca kalbi hâlâ o düşteydi.

Sabah olduğunda sahilde yürüyüşe çıktı. Kumların arasında, sanki rüyasından çıkıp gelen bir şey buldu: tam da rüyasındaki gibi yaprak motifli, siyah inciyle taçlanmış bir broş. Zaman durmuş gibiydi. Eline aldığında ince bir sıcaklık hissetti; sanki o inci, onun kalbini tanıyordu.

Köydeki yaşlı bir kadın broşu gördüğünde gözleri doldu:

“Bu, yıllar önce denize veda eden inci ruhlu bir kadının yadigârı,” dedi.

“Onu sadece kalbi saf ve düşlere inanan biri bulabilir.”

Alya o günden sonra her gece broşu yastığının altına koydu. Rüyaları daha derin, kalbi daha huzurluydu. “İnci Düşü” adını verdiği bu broş, ona kendi iç dünyasının da en az deniz kadar derin ve parlak olduğunu hatırlattı.

Ve o günden sonra kim görse, bu broşun yalnızca bir aksesuar değil; bir ruh, bir düş, bir sır olduğuna inanırdı.

İnci Düşü’nün…

…ta kendisi. ✨